Moğolların Deşt-i Kıpçak’a gelişiyle daha batıya gitmek zorunda kalan bazı Kuman kabileleri, temel geçim kaynakları olan hayvan sürüleriyle beraber göç ettiler. Özellikle Macar topraklarında, Kuman göçebeleri sığır ve koyun besiciliğini sürdürdüler. Buraya yerleşen Kuman çobanları, yanlarında uzun tüylü kendilerinin
beslediği komondor adlı köpek türü bulunduruyorlardı
Pek yaygın olmamakla beraber Kuman kabileleri arasında tarımla
uğraşanlar vardı. Tarımla uğraşan Kumanlar başlıca mısır, arpa ve buğday ekiyorlardı
Kıpçak kabilelerinin yaptıkları diğer ekonomik faaliyetlerden birisi de avcılıktı. Kıpçak toplumunda avcılık yaygındı. Kıpçaklar, kürk ve deri ihtiyaçlarını karşılamak için ava çıkarlardı. En çok da tilki, samur, kunduz, kulan, ceylan, antilop, geyik gibi hayvanları avlarlardı. Avlanılan hayvanların kürkleri, başka ülkelere pazarlama açısından oldukça önemliydi
Kumanların ilgilendikleri en önemli ekonomik faaliyetlerden birisi de ticaretti. Kumanlar, Karadeniz ve Azak Denizi’nin kıyılarındaki limanlarda uluslararası ticareti desteklediler. Ayrıca doğu ticareti olarak adlandırılan kendilerinden önceki Türk kavimlerinden devraldıkları İdil ticaretini sürdürdüler.
Komondor köpeğinin özellikleri nedir
Komondor, cesur, dikkatli ve kendisine güvenen bir yapıya sahip olan, sürü gütmekte başarılı bir köpek ırkıdır
Komondor köpeği iriliği ve 20-27 santimetrelik taranmayan tüyleriyle bilinir. Ağırlığı 52-60 kilo arasında değişir. Ortalama 10-12 yaşına kadar yaşar.
Sürü gütmekte başarılı olan bu ırktaki köpekler, kendine güvenen, korumacı ve sadık hayvanlardır. Bir tehdit unsuru olmadıkça sakin ve arkadaş canlısıdırlar. Fakat tehdit varsa canı pahasına kavga eder. Büyüdüklerinde çok büyük ve güçlü oldukları için yavruyken eğitim alması tavsiye edilir.
Komondorların kürkünde oluşan düğümlerin elle açılması gerekir. Islanan kürklerinin kuruması bazen günler alabilir. Bu cinsin özelliği olan tüyleri onları vahşi hayvanlardan korur. Tüyleri neredeyse hiç dökülmez.
Komondor cinsi köpekler çok fazla egzersiz ihtiyacı duyduğu için arazide yaşamaları daha uygun olur.
Hungarikumlar: Macar çoban ve av köpekleri
Bundan bin yıl önce Asya’dan Avrupa’ya göçen Macar kavmi beraberinde göçebe kavimlere özgü gelenek ve göreneklerini de getirmişti. Hayvancılıkla uğraşan Macar kavmi bu göç esnasında yaklaşık tahminen on milyon kadar büyük ve küçükbaş hayvan da taşımıştı.
Bu kadar büyük sürüler çoban köpekleri olmadan olmazdı elbet. İşte bu çoban köpekleri Macarların Orta Asya’dan getirdiği ve daha sonra da cinsleri burada daha da gelişen köpeklerdir. Komondor, Kuvas, Puli, Mudi türü köpekler Macar çoban köpekleridir. Macar tazısı, Erdel Koposu ve Macar Agarı ise Macar av köpekleridir.
Macar çoban köpeği türlerinin Macarların 5. yüzyıldan bu yana Asya’nın bozkırlarındaki göçebe hayvancılık döneminde geliştiği düşünülüyor. Tarihçilere göre bu dönemde Macarlar göçebe hayvancılığın yaşam biçimini Asya’nın Türk halklarından öğrendiler. Macar köpek türlerinin benzerlerine bugün de eski hayat alanlarında ve göç yollarında rastlamak mümkündür.
Komondor
En büyük vücuda sahip olan Macar köpek türüdür. Dil bilimcilere göre Komondor adı eski Kıpçak Kuman Türklerinden gelmektedir. Yani Komondor, “Kumanlar’a ait” anlamına gelir. Macarcada Kumanlara Kun denir ve köpek türünün adı da “Kun’dur” türetme kelimesinden gelmektedir. Bu da bu köpeğin aslında Kunlarla birlikte geldiğine işaret etmektedir. Bu köpek hem güçlü vücut yapısı ve hem de kıvırcık uzun tüyleri nedeniyle çok farklı özelliklere sahiptir. İşte bu kıvırcık tüylü, çok yoğun ve bir koyun postuna benzeyen vücudu nedeniyle soğuk bozkır ayazına dayanabilen bir tür olarak geçmişte çok popüler olmuştur. Ayrıca bu tüylü postu onu sürüyü kurtlara karşı korurken daha da daha güçlü kılmaktadır. Cesareti ve sadakati çok yüksektir.
Kun Türklerin ilk adlarından biridir Kunlarda başlamışız birlik oluşturmaya Hunlar Kunların devamıdır sonrasıdır Çin tarihi kayıtlarında geçer kunlar
İslâm kaynaklarından (El-Bîrûnî, 1050 sıraları, Mervezî, 12. asrın ilk çeyreği) anlaşıldığına göre, Orta Asya'da Kun adlı bir Türk kavmi, 10. yüzyıl başında Kuzey Çin'de kurulan Moğol K'i-tan devletinin bilhassa 936'da Çin'de Liao sülâlesi olarak bütün kıtayı ele geçirme teşebbüsü karşısında, yerlerini terk edip "Sanlar ülkesi" (Şâriya)'ne doğru çekilmiştir.[1]
Kun Türklerin ilk adlarından biridir Kunlarda başlamışız birlik oluşturmaya Hunlar Kunların devamıdır sonrasıdır Çin tarihi kayıtlarında geçer kunlar
İslâm kaynaklarından (El-Bîrûnî, 1050 sıraları, Mervezî, 12. asrın ilk çeyreği) anlaşıldığına göre, Orta Asya'da Kun adlı bir Türk kavmi, 10. yüzyıl başında Kuzey Çin'de kurulan Moğol K'i-tan devletinin bilhassa 936'da Çin'de Liao sülâlesi olarak bütün kıtayı ele geçirme teşebbüsü karşısında, yerlerini terk edip "Sanlar ülkesi" (Şâriya)'ne doğru çekilmiştir.[1]
[1] İbrahim
Kafesoğlu, Türk Milli Kültürü,
Ötüken Neşriyat, İstanbul, 1998, s. 187.
Kıpçakların
göç nedenleri verilen kaynaklarda da görüldüğü üzere, K'i-tan baskısı, yer ve
otlak darlığı sebebiyle İdil nehri üzerinden Batı'ya yöneldiler. Ancak bu
bilgiler X. ve XII. Asırda meydana gelen göçler için geçerlidir. Türk milli
destanlarına ve Ermeni, Gürcü ve Süryani gibi yabancı kavimlerin yazılarına
bakılacak olursa yukarıda da zikredildiği gibi Kıpçakların çok eski zamanlardan
beri Kafkasya’ya göç etmekte olduklarını görmekteyiz.
Oğuzname olarak bilinen milli Türk
destanlarında: Uygur, Kanglı, Kıpçak, Kalaç, Karluk ve Oğuz’dan ibaret
Altı-Urug arasında Kıpçakların da bulunduğunu belirtmektedir. Uygurca Oğuz
Kagan Destanı’nda Kıpçaklar hakkında, Oğuz Kagan’ın İtil nehrini geçmesine yardım eden
Uluğ-Ordu Beg’e buraları vermesi ve adını Kıpçak-Beg olarak değiştirmesi
şeklinde geçmektedir. Buradaki ismin “kabuçak” yani “ağaç-kovuğu-, içi boş
ağaç” anlamına geldiği belirtilmektedir. Reşidedin Oğuznamesin’de Kıpçak ismi,
Oğuz’un Kıl-Baraklar ile savaşı sırasında Oğuz’un askerlerinden birisi
Kıl-Baraklar tarafından öldürülmüş, askerin eşi yakınlarda “içi çürümüş ve
oyulmuş ağaca” gidip çocuğunu doğurmuş. Çocuğu Oğuz’a getirdiklerinde durumu
anlatmışlar, Oğuz da bu çocuğa kabuk kelimesinden türeyen Kıpçak adını koyduğu,
Kıpçakalrın bu çocuğun soyundan geldiği, Oğuz’un daha sonra bu Kıpçaklara Atıl
ve Yamansu (Yayık veya Don ırmağı) kıyılarını yurt edinmelerini emretmiş olduğu
anlatılmaktadır. Dağıstan/Lari Oğuznamesi’nde Kıpçaklar’ın Sasanlılardan, 226
yılından, çok önceleri Dağıstan ve çevresine yerleşmiş oldukları
anlatılmaktadır
Kartel-Gürcistan tarihinde, ilk İber/Kartel
destansı tarihi olan “Kartlis-Çkhovreba” (Gürcistan’ın Hayatı) kitabının
başında, Karadeniz ile Hazar denizi arasındaki yerli Sekiz-Kardeş Urug ile,
bunların ülkeleri (Oğuzname’de anlatıldığı gibi) istila ederek hâkim olan
“Khazarlar”, “Türkler” ve “Kıpçaklar”ın Makedonyalı İskender’den çok önceleri,
Kür ile Aras ve Çoruk boylarına gelip yerleşmelerinin hatıraları
anlatılmaktadır.
Yine Zeki Velidi Togan’ın eserinde, “Kıpçak
unsurunun bir kısmı öteden beri Edil’in batısında bulunmuştur. Oğuz destanında,
Oğuz han’ın batı seferinde iken Kıpçakları Edil’in batısında Yaman-Su adlı bir
yerde yaşayıp, şimalde İt-Barak(Fin) kavimleri ile, cenupta (Kafkasya)
Derbend’de hudud muhafızlığı etmekle vazifelendirdiği anlatılıyor. Bu rivayete
göre bu saha, Kıpçak’ın Yurdu idi; oradaki kavimlerden vergi toplayıp, Oğuz
Han’a göndermekle muvazzaftı. Kendisine Indır (Terek-Sulak nehirleri arası)
Tarıgı (Dağıstan’da Samandar şehri) adlı yerler, has tımar olarak verilmiştir
Süryani
Mar Abas Katina’nın eserinden naklen (VII. Yüzyılda) Muş bölgesinden yetişme
Ermeni tarihçisi Khorenli[1]’nin
verdiği bilgilerde, Hudude’l-Âlem’de, Atıl-Yayık arasındaki kesimde, “doğusunda
B.radha, güneyinde Khazar, barısında dağlar (Urallar) ve kuzeyinde Macar
(Başkurt)” urugları bulunan “Vanandar” bölgesinden bahsedilmektedir.
Khorenli’nin eserindeki bilgi İbn Fadlan’ın eseri ile mukayese sonucu tarihe
uygun olduğu görülmektedir. (Kıpçak kolundan) Bulgarlara akraba olan
Vanandlar’ın Dağıstan’da kalan kısımları, Arap kaynaklarında Vlndr yahut
Vnndr—Vanandar—ismi altında zikredilmektedir. Kars Sancağı’na 1064’te
Selçuklular’ın gelişine kadar hep, Vanand denilmiştir. Batı kaynaklarında da bu
isim burası için geçmektedir. 150 yılında Ptolemeus’un “Edil havzasında yaşayan
bir kavim” diye andığı Sabirlerle komşu “Borusk”lar, Zeki Velidi Togan’a göre
Bulgarların diğer bir kolu olan “Boroç, Boroçoğlu/Borçalı”lardan ibarettir. [2] Bu
Borusklar diğer kaynaklarda “Barsel” olarak da geçmektedirler. Arap
kaynaklarında, Edil-Bulgarları ile Khazarlar’ın mühim bir boyu sıfatıyla
Barsula adını verdikleri bir kabileden bahsedilir. Bizans kaynaklarında,
Barsulia şeklinde yazar. Baraç ve Kıpçak kabile adlarında Boroç-oğlu şeklinde
yazılan isimlerinin de aynı kabilenin adı olduğu tahakkuk edilmiştir. Bu
kabilenin mühim bir kısmı, bugün Orta-Kür ırmağı sağında eski Gogaren ülkesinin
doğu kısmında, kendi adlarıyla Borçalılar (ve Karapapaklar) adı ile
yaşamaktadırlar. Kaynaklardan edinilen bilgiden, “Kuzeyliler”den Khazırlar ve
Barsıllar, iki defa Valarş(194-216) ve iki defa da Büyük Tridat (287-323)
çağında olmak üzere dört kez, Kür ve Aras boylarına ve daha güneylere akın
etmiş olup, sonuncusunda da yerleşmişlerdir.[3]
[1]
Khorenli’ye İzafe Edilen Armenya Coğrafyası, rusça tercümesi için
araştırmacılar, K. Patkanof, 1877 San-Petersburg, s.35-38’e bakabilirler.
[2] Zeki V.
Togan, Giriş, s. 168.
[3]
Fahrettin Kırzıoğlu, Yukarı- Kür ve
Çoruk Boylarında Kıpçaklar, Türk Tarih Kurumu, Ankara, 1992.
Kuvas
Kuvas bir teze göre bu bölgeye gelen Macarların beraberinde getirdiği bir köpek türüdür. Ancak bazı araştırmalar ise, bu köpeğin daha sonra gelen Peçenekler tarafından getirildiğini savunur. Bu köpek türü Anadolu’daki Akbaş türünün bir akrabasıdır. Ortaçağ’da Macaristan büyükbaş hayvan ticaretinde büyük şehirlere hayvan pazarlarına götürülen sürülerin değişmez koruyucusu olarak kullanılmıştır. Daha sonra ise çiftlikleri koruyan hayvan olarak tutulan bir köpek türü olmuştur. Beyaz dalgalı tüylü büyük bir hayvandır.
Tarihi çin kayıtlarında bu köpek isimi geçiyor Çine hediye olarak gönderilmiş
Puli
En çok sevilen ve dünyada da en çok tanınan Macar köpek türlerindendir. Yüzyıllar boyunca küçük ve büyük sürülerde çobanların en büyük yardımcısı olmuştur. Çok zekidir ve çoban sürüyü idare ederken, onun ne istediğini hemen kavrar. Bir tek Puli bile yüzlerce hayvandan oluşan sürüyü yönlendirebilir. Kıvırcık tüyleri yerlere kadar uzar. En tanınmışı siyah olandır, ama beyaz gri veya lekeli türü de vardır.
Pumi
17. ve 18. yüzyıl dolayında Puli ve merino koyun sürülerinde çoban köpeği olan bir tür terrierin melezleşmesiyle ortaya çıkmıştır. Çobanlar arasında sevilen bir köpektir. Spor sallarında da popülerdir. Akıllı ve çok enerjik bir hayvandır. Çok cüsseli olmayan vücudu kıvırcık ve yarı uzun tüylerle kaplıdır. Kulakları iniktir. Gri, siyah, beyaz ve kirli beyaz türleri vardır.
Yine Antik çin köpekleri içerisinde ırkı karışmış durumda bile olsa bu köpeğin kanı var bazı antik ırk köpeklerde.Konu dağılmasın diye fazla uzatmıyorum resimleri ve yaşadığı şehirler mevcut elimde
Mudi
Macar çoban köpeklerinin Alman çoban köpekleriyle melezleştirilmesi sonucunda bu tür ortaya çıkmıştır. Bu nedenle çobanlar bu türe Alman Pulisi adını da verirler. Orta büyüklükte, kulakları dik, sık ve kıvırcık tüylere sahip bir türdür. Çok enerjik ve zeki bir hayvandır. Uzun ömürlüdür.
Macar tazısı
Kopo türüne yakın olan bu Macar tazısı Macarlarla birlikte Avrupa’ya gelmiştir. XII yüzyıl resimlerinde de kaydedilmiştir. Bugün bilinen tazı av köpeği işte Macar tazısı ve daha sonra Osmanlının getirdiği Agar türünün melezleştirilmesiyle ortaya çıkmıştır. Orta büyüklükte vücuda sahip ve estetik görünümlü bir hayvandır. Kısa tüylü cinsi olduğu gibi uzun tüylüsü de vardır. Çok zeki ve koklama kabiliyeti çok yüksek bir hayvan olarak bilinir. Sakin bir köpektir bu nedenle ev koruma köpeği olarak kullanılmaz.
Erdel Koposu
Bu bölgeye gelen Macarların beraberinde getirdiği bir tür Kopo cinsinin bu bölgedeki köpeklerle melezleştirilmesiyle Erdel Koposunun atası olan Panon Koposu ortaya çıkmıştır. Daha sonra bu tür görece kapalı bir bölge olan Erdel’e götürülmüş bölgedeki güçlü çoban köpek türleriyle melezleşmiş ve Erdel Koposu ortaya çıkmıştır. Bu av köpeği büyük avların yakalanmasında çok yararlıdır. Onunla ayı bile avcına bile çıkılabilir. Orta büyüklüğe sahiptir. Bir cinsi uzun bacaklara sahiptir. Bu cins siyah ve beyaz lekelidir. Kısa bacaklı türü ise kızıl beyaz renklidir.
Macar Agarı
Macarların Agar türü köpeklerle daha Orta Avrupa’ya gelmeden önce avlandıkları bilinmektedir. İlk Macar Kralı olan Aziz İstvan döneminde de avlarda Agar türü köpekler avcılara eşlik etmiştir. Bugünkü Agar türü Osmanlıların getirdiği köpeklerle melezleşerek oluşmuştur.
Türkinfo Macaristan Ankara Büyükelçiliğinin desteğiyle hazırlanmıştır.
Aslında yaptığım 55 bin yılı taramak köpekler üzerinden yola çıkarak toplumların yaşadıklarını ortaya koymak.Arka planda bu var .Bu totem inancının başlangıç halklarının dan başlayarak iz sürmek her alanda her sahada.Zor olsa da çok önemli bilgileri topladım Türk tarihi açısından aslında insanlığı ilgilendiriyor sadece Türklükle sınırlı kalmıyor etki sahası çok büyük .
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder